Boşanma Davalarında Tazminat Miktarlarının Belirlenmesindeki Kıstaslar

 … maddi ve manevi tazminatın miktarları ile yoksulluk nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 1-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri,paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1)ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı yararına takdir ve toptan ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır…(Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/2401 E-2014/13006 K)



Uyarı : Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir. Büromuz bu sitede yer alan bilgilere, metinlere ve yayınlara dayanılmasından dolayı sorumluluk kabul etmez.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar

  • 21.5.2022
    Anonim Şirketler
    Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.
  • 10.05.2022
    Kamulaştırma İşlemleri ve Kamulaştırma Davaları
    Kamu İdareleri, yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz mal, kaynak ve irtifak haklarının bedellerini nakden ve peşin olarak veya belirli hallerde taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırma işlemi yapab
  • 11.05.2022
    Güveni Kötüye Kullanma - Dolandırıcılık Suçları
    Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, zilyedliğin devri amacı dışında kendisinin veya başkasının yararına