Zimmet ve İrtikap Suçu

ZİMMET

Zimmet suçu; kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliğinde bulunan mal ya da paraya malikmiş gibi tasarruf etmesi halidir. Suçunun konusunu para, taşınır veya taşınmaz mallar oluşturur. Zimmet suçunun oluşabilmesi için malın zilyetliğinin kamu görevlisine devredilmiş veya kamu görevlisinin bu mal üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunması gerekir.

Nitelikli Zimmet Suçu: TCK’nun 247/2 maddesi ile nitelikli zimmet suçu düzenlenmiştir. Eylemin açığa çıkmaması için hileli davranışlarla suçun işlenmesi halinde nitelikli zimmet suçu oluşur ve verilecek ceza ½ oranında arttırılır.  Hileli davranış, zimmetin açığa çıkmasını önlemeye yönelik aldatıcı olarak yapılmalıdır. Sahte imza atmak, kurum dışı makbuzlarla kurum iç makbuzları farklı düzenlemek, gerçek dışı sarf belgesi, ödenenden fazla tediye veya tahsil edilenden az tahsilat makbuzu tanzimi, belgeleri yok etmek, yakmak ve kayıtları bilgisayar ortamında iptal etmek gibi hileli işlemlerle gerçekleştirilen eylemler nitelikli zimmet suçunu oluşturur.

Zimmet Suçunun Faili: Zimmet suçunu TCK’nun  6/1-c maddesinde kapsamı belirlenen kamusal faaliyete katılan kişi işleyebilir. Kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihale yada benzeri şekilde özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişiler kamu görevlisi sayılmayacağından zimmet suçunun da faili olmazlar. Kamu görevlisi kavramı memurdan daha kapsamlı olup, Vakıflar Kanunu 35. md göre vakıf mütevellileri, Kooperatifler Kanunu 32 ve 58 maddelerine göre yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile genel kurul ve yetki verildiği takdirde yönetim kurulu tarafından atanabilecek memurlar, 1163 s Kanunu 62 md uyarınca tarım kredi kooperatifleri çalışanları, 5188 sayılı Kanun 16. md uyarınca özel güvenlik görevlileri, 5580 s Kanun 9/son md uyarınca özel öğretim kurumları personelleri memur sayılırlar.

Serbest muhasebeciler 3568 sayılı kanunun 2. ve Mecburi Meslek Kuralarına  ilişkin Genelgenin 1. md uyarınca müşteri adına 3. kişilere  ödeme yapmak amacıyla  para, çek gibi ekonomik değeri olan şeyleri almaları yasaklandığından  bu şahısların işledikleri suçlar güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.

Özgü suçlardan olan zimmet suçu sadece kamu görevlilerince işlenebilir.  Kamu görevlisi olmayan kişiler azmettiren ya da yardım edenolarak zimmet suçunun faili olabilirler.

Kullanma Zimmeti: TCK 247/3 maddesinde kullanma zimmeti “Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.Suçun konusu; malın kendisi değil, malın kullanımından elde edilen yarardır. Suçta mal edinmek yerine belirli süre kullanılıp iade etme amacıyla işlendiğinden özel kast ile işlenebilmektedir. Failin kastı faydalanma olmalıdır. Kullanma zimmetinde failin görevi gereği yasal olarak kendisine tevdi edilen parayı belli bir süre kullanıp, hakkında herhangi bir uyarı, ihbar, şikayet ya da soruşturma olmaksızın kendiliğinden kuruma iade etmesi gerekir. Kullanma zimmeti de basit ve nitelikli zimmet şeklinde işlenebilir. Zimmet miktarı kullanılan paranın kullanılan süredeki nemasının hesaplatılması suretiyle belirlenir.  

Etkin Pişmanlık : Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. Soruşturma C.savcısı veya kolluk tarafından suçun işlendiğinin öğrenilmesiyle başlar.

Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu süre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir. 

Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.

Zararın tazmininde suça konu anaparanın ödenmesi yeterlidir. Kullanma zimmetinde suç konusu nemanın ödenmesi gerekir.

Mağdur kurumun uğradığı zararın açılan dava veya yapılan icra takibiyle giderilmesi, suçüstü yapılarak zimmete konu mala el konulması suretiyle malın ele geçirilmesi hallerinde failin kendi iradesi ile meydana gelen zarar giderilmediğinden etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.

İştirak halinde işlenen suçta faillerden birinin zararı gidermesi halinde diğer faillerde etkin pişmanlıktan yararlanır.       

Malın Değerinin Azlığı : Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir. Hoş görülebilen zimmet olarak da değerlendirilen bir top kağıt ,kalem, silgi gibi değerlerin fail tarafından kişisel ihtiyaçlarında kullanılmasında zimmet oluşmaz. Bu sınırın  üzerinde olmakla birlikte zimmet konusunun değeri az ise TCK’nun 249 maddesi uygulanmalıdır.

Zimmet suçu işlenirken sahtecilik suçunun da işlenmesi halinde fail ayrıca sahtecilik suçundan da cezalandırılır.

Teşebbüs: Görevi sebebiyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle sorumlu olduğu mal üzerinde malik gibi tasarruf edilmesi halinde zimmet suçu tamamlanmış olur. Kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliğinde veya koruma ve gözetiminde bulunan malı zimmetine geçirmek amacı ve kastı ile eyleme başladıktan sonra suça konu malı zilyetliği ve tasarrufu altına alamadan yakalanması halinde eylem  teşebbüs aşamasında kalacaktır. 

İRTİKAP

Türk Ceza Kanunun 250 maddeyle irtikap suçu düzenlenmiştir. İrtikâp suçu, icbar, ikna ve mağdurun hatasından yararlanmak suretiyle üç farklı şekilde işlenebilir.

İrtikabın varlığı için, kamu görevlisinin kişilerden kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir. Ancak, bu yarar sağlama olgusu çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.

İcbar suretiyle irtikâp suçu: kamu görevlisinin, bir başkasını kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya icbar etmesi gerekir. Bu icbarın, yürütülen görevin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmiş olması gerekir. Ancak, bu icbarın, yağma suçunun oluşumuna neden olan cebir veya tehdit boyutuna varmaması gerekir. Aksi takdirde, gerçekleşen suç, icbar suretiyle irtikâp değil, gasp suçu olur.

İcbar teşkil eden fiillerin etkisinde kalan kişi, hukuka aykırı olduğunu bilmesine rağmen, karşılaşabileceği daha ağır zararların önüne geçebilmek için, bu baskının etkisiyle, kamu görevlisinin şahsına veya gösterdiği üçüncü kişiye bir yarar sağlamaktadır.

Yarar vaadinde bulunulması hâlinde de, kamu görevlisinin tamamlanmış icbar suretiyle irtikap suçundan dolayı sorumlu tutulması gerekmektedir. Bu durumda aslında icbar suretiyle irtikâp suçu henüz tamamlanmamıştır; ancak, izlenen suç politikası gereğince, failin tamamlanmış suçun cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür.

İkna suretiyle irtikâp suçu: kamu görevlisinin, hileli davranışlarla bir kimseyi kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya ikna etmesi gerekir. Hileli davranışların da kişinin yerine getirdiği kamu görevinin sağladığı güven kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerekir.

İkna suretiyle irtikâp suçunu oluşturan hilenin icraî veya ihmali davranışla gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu bakımdan, hatadan yararlanmak suretiyle irtikap, ikna suretiyle irtikap suçunun sadece bir işleniş şekli olup daha az cezaya hükmedilmektedir.  

Suçun Faili:

Özgü suç olan irtikap suçunu TCK’nın 6/1-c maddesi kapsamındaki kamu görevlileri işleyebilir.

Failin farklı zamanlarda farklı mağdurlara karşı işlemiş olduğu irtikâp suçunda her bir mağdur adedince bağımsız suç oluşacak, failin değişik zamanlarda aynı mağdura karşı irtikâp suçunu işlemesi durumunda eyleme zincirleme suç hükümleri uygulanacak, verilen ceza Türk Ceza Kanununun 43/1. maddesi gereğince artırılacaktır.  Failin aynı zamanda tek bir fiil ile birden fazla mağdura karşı irtikâp suçunu işlemesi halinde de zincirleme suç hükümleri uygulanarak verilen ceza TCK’nın 43/2. maddesi gereğince arttırılacaktır.

Değer Azlığı:

İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Denetim Görevinin İhmali

Türk Ceza Kanunun 251. maddesinde; “Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.

Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Birinci fıkrada zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine kasten göz yuman kamu görevlisinin, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, kamu görevlisi, zimmet veya irtikâp suçunun işlendiğinden haberdardır ve buna rağmen denetim görevini kasten ihmal etmektedir.

Buna karşılık, denetimle yükümlü kamu görevlisinin bu görevini ihmal etmesinden yararlanılarak zimmet veya irtikap suçunu işlenmesi hâlinde; kamu görevlisinin zimmet veya irtikap suçu açısından kastı yoktur. Ancak, denetim görevini kasten ihmal etmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında, denetim görevinin kasten ihmal edilmiş olması, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.”

Suçun Faili: Denetim görevinin ihmali suçu TCK’nın 6/1-c maddesi kapsamındaki denetim görevi bulunan bir kamu görevlisi olabilir.  



Uyarı : Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir. Büromuz bu sitede yer alan bilgilere, metinlere ve yayınlara dayanılmasından dolayı sorumluluk kabul etmez.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar